Yazar: admin1ankara1 12 Mayıs 2016
Sayın mahkemenizde görülmekte olan işbu dava tamamıyla müştekinin usul ve yasaya aykırı, bir takım soyut ve mesnetsiz iddialarından ibaret olup, bu iddiaların reddi ile Ankara Web Tasarım hakkındaki şikayetin düşürülmesine karar verilmesi gerekmektedir.
Şöyle ki;
İİK. 347. MADDESİ GEREĞİNCE MÜŞTEKİNİN ŞİKAYET HAKKI DÜŞMÜŞTÜR, HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE İÇERİSİNDE ŞİKAYET HAKKININ KULLANILMAMIŞ OLMASI NEDENİYLE ŞİKAYETİN REDDİ/DÜŞÜRÜLMESİ GEREKİR.
Kabul anlamına gelmemek kaydıyla öncelikle belirtmek isteriz ki; “(Değişik: 5358 – 31.5.2005 / m.19) Bu Bapta yer alan fiillerden dolayı şikayet hakkı, fiilin öğrenildiği tarihten itibaren üç ay ve her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren bir yıl geçmekle düşer.” şeklindeki İİK. 347. Maddesi uyarınca, şikayetçi tarafın şikayet hakkı, suçun işlendiğinin öğrenilmesinden itibaren 3 ay ve her halde suçun işlendiği tarihten itibaren 1 yıl geçtikçe düşmekte olup; Ankara Web Tasarım tarafından şikayete konu taşınmazlar 22.04.2014 tarihinde satın alınmış ve müşteki tarafça şikayet 27.04.2015’ te yapılmış olup, şikayet süresi olan ‘’3 aylık’’ ve her halde ‘’1 yıllık’’ her iki hak düşürücü sürede geçirilmiştir. Bu nedenle öncelikle İİK. Madde 347 gereğince şikayetin düşürülmesi gerekmektedir. Kaldı ki, Alacaklı/Şikayetçinin icra dosyaları nedeniyle şikayet konusu tasarruflardan 3 aydan daha uzun bir süre önce haberdar olduğu hususununda ayrıca araştırılması gerekmektedir.
Nitekim; Mobil Uyumlu Web Tasarımı bu husustaki istikrar kazanmış sayısız Ankara Web Tasarım kararının yanısıra, Ankara Web Tasarım 16. Hukuk Dairesinin 2010/8236 E.2011/1132 K. 10.03.2011 tarihli kararında;
“…Alacaklıyı zarara uğratmak için mevcudu eksiltmek hükümlerine muhalefet etmek suçundan sanığa isnat edilen suçun işlendiği tarihten 21 ay sonra, müştekinin üç aylık ve her halde bir yıllık süreler geçtikten sonra şikayette bulunması sebebiyle şikayet hakkının düşürülmesi gerekir…”
Yine Ankara Web Tasarım 16. Hukuk Dairesinin 2010/2368 E. 2010/3495 K. 03.05.2010 tarihli kararında;
“…Sanığa isnat edilen suç 02.02.2007 ve 14.02.2007 tarihlerinde işlenmesine karşın İİK’nın 347. maddesinde belirtilen üç aylık ve her halde bir yıllık süre geçtikten sonra 05.06.2008 tarihinde şikayette bulunulması nedeniyle müştekinin şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde sanığın cezalandırılmasına karar verilmesi isabetsiz olduğundan,
SONUÇ : Temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle hükmün istem gibi BOZULMASINA, ..”
Şeklinde olup, Şikayetçinin 22.04.2014 tarihinde şikayete konu taşınmazları satın alan Ankara Web Tasarım hakkında şikayet hakkının bulunmadığı açıktır.
İİK.331. maddesi;
ALACAKLISINI ZARARA SOKMAK KASDİYLE MEVCUDUNU EKSİLTEN BORÇLULARIN CEZASI:
Haciz yolu ile takip talebinden Mobil Uyumlu Web Tasarımı sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde borçlu; alacaklısını zarara sokmak maksadıyla, mallarını veya bunlardan bir kısmını mülkünden çıkararak, telef ederek veya kıymetten düşürerek hakiki surette yahut gizleyerek muvazaa yoluyla başkasının uhdesine geçirerek veya asıl olmayan borçlar ikrar ederek mevcudunu suni surette eksiltirse, aleyhine aciz belgesi aldığını veya alacaklı alacağını alamadığını ispat ettiği takdirde, altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
İflas takibinden veya doğrudan doğruya iflas hallerinde iflas talebinden önce birinci fıkradaki fiilleri işleyen borçlu hakkında da bu fiiller başka bir suç oluştursa dahi bu hükümler uygulanır.
Konkordato mühleti veya iflasın ertelenmesi talebinden önceki iki yıl içinde ya da konkordato mühleti talebi veya iflasın ertelenmesi süresinden sonra birinci fıkradaki fiilleri işleyen borçlu hakkında da bu hükümler uygulanır.
Taşınmaz rehni kapsamında bulunan eklentinin rehin alacaklısına zarar vermek kastı ile taşınmaz dışına çıkarılması halinde, eklentinin zilyedi iki yıldan dört yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
Bu suçlar alacaklının şikâyeti üzerine takip olunur.
Kanun metninden de anlaşılacağı üzere suçun unsurları oluşmamıştır.
Kanun metninden de açıkça anlaşılacağı üzere, suç; alacaklısını zarara uğratmak kasdıyla mevcudunu eksiltmektir. Yani Borçlunun bu kasıtla mevcudunu eksiltmesi, diğer tarafında (davada Ankara Web Tasarımin de) aynı özel kasıtla borçludan mal alması gereklidir ki; satın aldığı taşınmaz bedelini banka kanalıyla ödeyen Ankara Web Tasarımin zarar verme kasdı olduğu da iddia edilemez.
Borçlu şirkete ait ‘’Manisa Salihli, Ankara Tasarım Köyü, Ankara Tasarım parselde kain, tapunun 10 cilt, 1115 sayfasında kayıtlı 4.567,81 metrekare alanlı Tarla vasıflı taşınmaz 76.000 TL bedel; ‘’Manisa Salihli, Ankara Tasarım Köyü, 9 pafta, 625 parselde kain, tapunun 5 cilt, 651 sayfasında kayıtlı 60.000,00 metrekare alanlı Tarla vasıflı taşınmazın 27/36 hissesi 678.000 TL bedel karşılığında tapuda devir ve ferağı gerçekleştirilmiş, bedeli banka kanalıyla ödenmiştir. Ankara Web Tasarımin satın aldığı taşınmazlar bunlardan ibaret olup, diğer sanıklar arasındaki taşınmaz satışının Ankara Web Tasarım ile hiçbir ilgisi bulunmamaktadır.
Borçlunun bu satışlar nedeniyle eylemlerinin suç teşkil edebilmesi için, borçlunun alacaklılarını zarara sokmak kastıyla hareket etmiş olması gerekir. Suçun oluşması için genel kast yeterli görülmemiş ve sanığın alacaklılarını zarara sokmak kastıyla hareket etmiş olması yani özel kast aranmıştır. Bunun alacaklı tarafından ispatı gerekmektedir.
Ankara Web Tasarım içtihatlarında, bu konuyla ilgili olarak;
‘’Sanığın alacaklısını zarara uğratmak maksadıyla hareket edip etmediğinin tespiti için sanıklar arasındaki borç ilişkisinin ve bu ilişki sonucunda düzenlenmiş senedin muvazaalı olup olmadığının araştırılması gerekeceğini,’’
‘’Alacağa karşılık haczedilen malların alacağı karşılayıp karşılamadığının ve sanıkların muvazaalı işlemlerle borçlarını ödemekten kaçınıp kaçınmadıklarının araştırılıp belgelendirilerek, sanıkların hukuki durumlarının değerlendirilmesi gerekeceğini ‘’belirtmiştir.
Görüldüğü üzere Ankara Web Tasarım içtihatları doğrultusunda borçlu, söz konusu satış işlemlerinin kendisini zarara uğratmak kastıyla yapıldığını, yani muvazaa iddiasını belgelendirerek ispat etmelidir.
Dava dilekçesinde, ‘’ İİK. m. 105/2 gereğince…..geçici aciz vesikası niteliğinde olan menkul ihtiyati haciz tutanakları ve tapu sicil cevapları, Ankara Web Tasarım banka icra takibinin semeresiz kaldığını açıkça tevsik etmektedir’’ denilmektedir. Ancak borçlunun kötüniyetli hareketlerinin birinden zarar gören alacaklı, borçlu hakkında kesin aciz belgesi almış olmalıdır. Borçlusu hakkında geçici aciz belgesi (İİK. mad. 105/II) almış olan alacaklının icra takibinin semeresiz kaldığını iddia etmesi yerinde değildir. Çünkü; geçici aciz vesikası niteliğindeki haciz tutanağında yazılı olan malların; satış sırasında daha önce tahmin edilen kıymetlerinin üstünde değer bularak satılıp alacağı karşılaması ihtimali daima mevcuttur. Bu nedenle geçici aciz vesikasına dayanarak müştekinin alacağını dayandırdığı icra takibinin semeresiz kaldığını iddia etmesi satış sırasına kadar varsayımdan öte bir durum değildir.
Müşteki dilekçesinde, ‘’hayatın olağan akışına aykırı olarak sanıklar…….. taşınmazları, haklarında yasal takip işlemlerinin başlamasının hemen öncesinde ve 3 gün gibi kısa bir süre içinde ve İİK. m. 280/3 hükmüne ve belirtilen prosedüre aykırı olarak satıp devretmişler ve diğer sanıklar da bu suça iştirak etmişlerdir.’’ şeklinde mesnetsiz iddialar yer almaktadır. Ankara Web Tasarımin taşınmazları satın aldığı tarih 22.04.2014 olup, taşınmazlarının satın alındığı borçlu şirket hakkında yasal takip işlemi ise 09.07.2014 ve 30.01.2015 tarihlerinde başlatılmıştır. Yani müştekinin iddia ettiği gibi satış işlemi ile yasal takipler arasında 3 gün gibi bir süre bulunmamaktadır.
Tüm bu nedenlerle müştekinin asılsız ve hukuka aykırı iddialarının reddi ile unsurları oluşmayan, suça iştiraki de mümkün olmayan suçtan dolayı Ankara Web Tasarım hakkında hak düşürücü 3 ay ve her halde 1 yıllık süre geçtikten sonra yapılan şikayetin düşürülmesine karar verilmesi gerekmektedir.
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda arz ve izah edilen ve Mahkemenizin resen belirleyeceği nedenlerle, müşteki tarafından yapılan şikayet süresi içinde yapılmadığından öncelikle hak düşürücü süre yönünden şikayetin düşürülmesine, aksi taktirde esasa ilişkin nedenler ile Ankara Web Tasarımin beraatine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin şikayetçi tarafa yükletilmesini saygılarımızla bilvekale arz ve talep ederiz.30.09.2015